2018 Yılının İlk SEO Trendleri Gelmeye Başladı

2018 Yılının İlk SEO Trendleri Gelmeye Başladı

2018 yılının SEO açısından bir hayli ilginç bir yıl olacağı konuşuluyor. Gelin bu yıl bizleri neler bekliyor birlikte bakalım. 

Google’ın 200’ün üzerinde sıralama algoritmasına sahip olması, SEO’yu oldukça karmaşık bir “bilim” haline getirdi. Ancak size başarıyı getirecek olan, bu algoritmalara hâkim olmaktan öte, oyunun kuralları değiştiğinde hızlı hareket edebilmeniz!

Google, sürekli olarak arama kalitesini geliştirmeye çabaladığından, belirli sıralama faktörleri de hızlı bir şekilde diğerlerinin önüne geçebiliyor. Haliyle, eski önemini yitiren faktörlerle de karşılaşabiliyoruz.  

2018’de öne çıkacak bu SEO tekniklerini sizlerle hemen paylaşalım. 

1. Arama Sonuç Sayfalarındaki Özelliklerin Yükselişi

“Eğer Google’da, ilk sayfada en tepede yer alırsam en çok trafiği de ben alırım.” Bu ilke ve anlayış artık büyük bir değişime uğruyor. Çünkü Google, arama sonuç sayfalarına yepyeni özellikler getirdi ve bunları geliştirmeye de devam ediyor. Neler mi? Örneğin; özellikli kutucuklar (Featured Snippets), bilgi panelleri, yerel paketler vb…

Google’da öne çıkmak, eskisi gibi sadece ilk 10 mavi linkten ibaret değil. 

2. Yapılandırılmış Veriler

Yapılandırılmış veriler için bir çeşit HTML formatlama diyebiliriz. Bu veriler arama motorlarına içeriği nasıl yorumlamaları gerektiği ile ilgili özel bir dil zenginliği sunar. Arama motorları da, bu dili kullanarak web sitelerini, arama sonuç sayfalarında çok daha başarılı bir şekilde gösterir. Google hiçbir zaman yapılandırılmış verinin bir tür sıralama faktörü olduğunu söylemedi, pek de öyle görünmüyor aslında.

Ancak, yapılandırılmış veriler, arama listelemelerinde daha iyi görünmenizi sağlar. Yani, web trafiğinize dolaylı bir katkı sunar. Özellikle de yukarıda saydığımız yeni Google özelliklerini düşündüğümüzde! Arama sonuç sayfaları tasarımını ve fonksiyonlarını bu kadar hızlı bir şekilde yenilerken, daha görünür (ve daha iyi bir şekilde) olmanızın size ek fırsatlar sunacağı çok açık! 

3. Hızlı Site Kavramının Önemi Daha da Artıyor 

Site hızı gerçek anlamda önemli bir faktör. Bunu neredeyse bilmeyen yok. Ama, ne kadar hızlı olmalı? Google, web sitenizin açılma hızının en fazla 3 saniye olması gerektiği görüşünde. Peki, bu 3 saniye hedefine ulaşabilmek için neler yapabilirsiniz? Hemen birkaç maddeyle verelim:

• İlk olarak, Google’ın sayfa hızı testini uygulayın 

• Bu test, “WebSite Auditor” ile entegre çalışıyor ve ücretsiz bir versiyonu da var. “WebSite Auditor”e gidin ve bir proje başlatın. 

• İçerik Analizleri bölümüne girin ve teste dahil etmek istediğiniz sayfaları seçin. 

• Kısa bir süre içerisinde sizin için hazırlanmış on-page faktörlerle karşılaşacaksınız. 

• “Teknik Faktörler” kısmına gidin ve “Sayfa Hızı (Masaüstü)” bölümü için sayfayı hizalayın (scroll yapın). 

• Herhangi bir problemli faktör varsa, işaretlemiştir. Üzerine tıklayarak ayrıntılı bir açıklama alabilir ve onarım hakkında da tavsiyeleri gözden geçirebilirsiniz. 

4. İlgililik & Tutarlılık 2.0

Artık Google’ı içeriklerinizin gerçek anlamda kaliteli olduğu konusunda ikna etmek, eskisi kadar kolay değil. Google’ın, içeriğin kalitesini belirlediği birkaç farklı araç var. Bunlardan birisi “Örtülü Semantik İndeksleme”. Bu araç, milyonlarca sayfayı ve terimi taramadan geçiriyor. Ardından, doğal olarak bir değerlendirmede bulunuyor ve hangi terimlerin hangi kontekste ait olduğu konusunda da bir sonuç çıkarabiliyor. Google bu şekilde, öğrenebilen makineler aracılığıyla herhangi bir içeriğin tutarlı olup olmadığını ayırt edebiliyor diyebiliriz. 

5. Sesli Aramalar 

Sesli aramalar, uzun zamandır uyardığımız gibi ciddi anlamda önem kazanıyor. İçinizde hala biraz olsun şüphe varsa Google’ın şu raporuna göz atın:

“Onlu yaşlardaki gençlerin %55’i ve yetişkinlerin %40’ı sesli aramaları günlük olarak kullanıyor.” Ayrıca, sesli aramaların büyüme oranı, yazı ile yapılan aramaların büyüme oranından daha fazla! Bu da, anahtar kelime optimizasyonuyla ilgili rutinlerin artık değişeceğini gösteriyor. 

Peki sesli aramalarda öne çıkmak için neler yapabilirsiniz? “Rank Tracker” kullanabilirsiniz. Bu araç size, sesli arama yapan kişilerin aramalarda ne gibi sorular sorabileceğiyle ilgili önemli araştırma verisi sunuyor. 

6. Mobil Dünya Öne Çıkıyor

Sesli aramaların yükselişinin önemli bir nedeni de, mobil cihaz kullanımının çok daha fazla yaygınlaşması. Google’da yapılan aramaların yarısının mobil cihazlar yoluyla yapıldığını biliyor muydunuz? Mobile-first-index duyurusunu çok defa yapmıştık ve şu an eli kulağında diyebiliriz. Mobil uyumluluk artık en önemli sıralama faktörlerinden birisi haline gelecek. Yani, mobil SEO kavramını artık kimse inkâr edemeyecek. 

Peki, bu trende uyum sağlamak için neler yapabilirsiniz? Çok yakın zamanda, yapabileceklerinizle ilgili bilgiler paylaşmıştık. Sizi sıkmamak adına sadece Google’ın mobil test aracını kullanmanız gerektiğini hatırlatmamız yeterli olacaktır. Problemli faktörleri tespit edin ve size tavsiye edildiği şekilde onarımları gerçekleştirin. 

7. “Linksiz” Backlink’ler

Başlık size garip gelmiş olabilir. Uzun yıllardan beri linkler arama motorları için en güvenilir sinyallerden birisiydi (Belki de SEO uzmanlarının şimdiye dek en çok zaman ayırdıkları optimizasyon başlığı linklerdi). Fakat, her şey zamanla değişiyor. Günümüzde linksiz ifadeler (yani “mention” gibi özellikleri kastediyoruz) en az linkler kadar önemli bir sayfa dışı (off-page) sinyal olarak algılanacak. 

Arama motorları, sitenize dayanan ifadeleri tespit edecekler ve bunu bir site otoritesi parametresi olarak değerlendirecekler. Şu an Bing, bahsettiğimiz bu yöntemi kullanmaya başladı bile! Evet doğru okudunuz, “mention” aktiviteleri şu an Bing için bir sıralama faktörü. Uzmanlar, Google’ın da çok kısa zamanda bu yola gireceğini belirtiyorlar. 

Otoriter “mention” hareketlerini yakalamak adına “Awario” gibi uygulamalar kullanabilirsiniz. Bu tür araçlar size, web sitenizle ilgili gerçek zamanlı indeks sağlıyor. 

8. Kişiselleştirilmiş Arama Sonuç Sayfaları (SERP)

Kişiselleştirilmiş arama sonuç sayfaları; geleneksel sıralama faktörlerine bağlı olmalarının yanında, kullanıcıya ait bilgilerle de ilişkilidir! (Örneğin; lokasyon, arama geçmişi ve ilgi alanları… vb.) 

Şu an Google’ın yanında; Bing ve Yahoo da kişiselleştirilmiş arama sonuç sayfaları kullanıyor. Daha doğrusu, bize bu sayfaları bu şekilde sunuyorlar. Tabii her birinin kendine has farklı sistemleri var. 2011’de yapılan bir deney, Google’ın o tarihlerde bile arama sonuçlarının %50’sini kişiselleştirmiş olduğunu söylüyor! 2011’de oran buysa, bir de şimdiki oranı tahmin edin? 

Eğer arama sonuçları bu kadar kişiye özel bir işlemden geçiyorsa ne yapmalıyız? Öncelikle, endişe etmenize gerek yok. Bu çalışma sistemi size zarar getirmiyor. Tam aksine, bunun bir artı olduğunu düşünenler çoğunlukta. Çünkü siz elinizden gelen en iyi SEO çalışmasını ortaya koyduysanız, zaten doğru hedef kitleye ulaşıyorsunuz demektir. Bunu siteniz için bir artı yapan sebepse, sizi bir kez tıklamış bu hedef kullanıcıların bundan sonraki aramalarda da sizinle sık sık karşılaşacak olmaları! 

Bu konu önemli ve ayrıntılı olduğu için, gelecek yazılarımızda Google’ın bu kişiselleştirme işlemini nasıl yaptığına dair bir makale kaleme alacağız. Takipte kalın!



Yorum Yazın

Profesyonel destek için iletişime geçin. İletişim